
Allah evreni mevcut bir nesneden değil yokluktan (lâ min şey’) yaratmıştır. Bütün varlıklar bir sebep veya vasıta olmaksızın Allah’ın kudretine dayanır. Eğer varlıklar mevcut bir nesneden meydana gelmiş olsaydı Allah’ın kudretine ihtiyaç kalmazdı (Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevḥîd, s. 27-29, 71-72, 135-136, 220-222). Maddenin en küçük yapı taşı zihnen ve fiilen bölünemeyen atomdur (cevher-i ferd), bütün atomlar da tek cins olup farklı maddenin oluşması taşıdığı niteliklerden kaynaklanır. Bu sebeple ateş suya, su da ateşe dönüşebilir. Mâtürîdî cevheri bizzat mevcut olan bir varlık kabul etmediğinden cisimlerin, dolayısıyla evrenin birleşik arazlardan ibaret olduğuna ilişkin görüşe meyletmiş gibi görünüyorsa da bu onun nihaî görüşü değildir ve Mâtürîdiyye çoğunluğunca benimsenmemiştir (a.g.e., s. 62-64, 217-218; Nesefî, Tebṣıratü’l-edille, I, 44-45, 51-52, 56). Madde öncesiz değil yokken var olmuştur, yokluğa ve değişime mâruz kalması bunu kanıtlamaktadır. Maddî varlıkların belli bir tabiatı yoktur ve nesnelerde gizlenmiş özellikler mevcut değildir; bu sebeple meselâ ilâç hastalığı iyileştirmez, zehir de hastalık yapmaz, ilâcın ve zehrin içilmesinden sonra hastalığın iyileşmesini ve zehirlenmeyi doğrudan doğruya yaratan Allah’tır. Ancak Allah, iyileşmeyi veya zehirlenmeyi ilâç veya zehrin içilmesinin ardından yaratmayı bir âdet haline getirmiştir (sünnetullah). Allah’ın sebep-sonuç ilişkisine bağlı olarak yarattığını söylemek kudretini sınırlandırmak ve ona acz nisbet etmektir. Mâtürîdiyye çoğunluğu bu görüşü benimsemekle birlikte (Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevḥîd, s. 52-56; Nesefî, Tebṣıratü’l-edille, I, 416-417, 477-479; II, 680, 684, 739-741; Dâvûd-i Karsî, s. 65-68) Allah’ın nesneleri belli tabiatlarda yaratması ve evreni meydana getirirken bunu sebep-sonuç ilişkisi düzeninde gerçekleştirmesini naslara ve aklî bilgilere uygun bulan bazı Mâtürîdî kelâmcıları da vardır. Beyâzîzâde Ahmed Efendi bunlardan biridir (İşârâtü’l-merâm, s. 278-280).
KAYNAK: Yusuf Şevki Yavuz, “MÂTÜRÎDİYYE”, TDV İslâm Ansiklopedisi, Erişim: 08 Şubat 2025, https://islamansiklopedisi.org.tr/maturidiyye