Matüridilik
* Demir, Abdullah. Ebû İshak es-Saffâr’ın Kelâm Yöntemi. İstanbul: İSAM Yayınları, 2018. Mâtürîdîlik, Ebû Mansûr Muhammed el-Mâtürîdî’ye (ö. 333/944) nispet edilen kelâm mezhebidir. Bu mezhebin dinî-toplumsal arka planını, Ebû Hanîfe’nin fıkhî ve itikadî görüşlerini benimseyen Hanefîler oluşturur.[1] Mâtürîdî, Sâmânîler döneminde Mâverâünnehir bölgesinde yaşadı ve 333 (944) yılında vefat etti. Onun vefat tarihi, Sâmânîler’in çöküş sürecine girdiği zamanla örtüşür….
Hanefîlerde Akāidden Kelâma Dönüşüm Kronolojisi
* Demir, Abdullah. Ebû İshak es-Saffâr’ın Kelâm Yöntemi. İstanbul: İSAM Yayınları, 2018. Ebû Hanîfe’nin (ö. 150/767) fıkhî görüşleri, öğrencisi Muhammed eş-Şeybânî (ö. 189/805) tarafından kaleme alınan Ẓâhirü’r-rivâye olarak bilinen eserler aracılığıyla; itikādî görüşleri ise doğrudan kendisine nisbet edilen iki farklı el-Fıḳhü’l-ekber nüshası (el-Fıḳhü’l-ekber – el-Fıḳhü’l-ebsaṭ) ile el-Âlim ve’l-müte‘allim, Risâletü Ebî Ḥanîfe ilâ Osmân el-Bettî ve el-Vaṣıyye…
Matüridilik
Bazı kaynaklarda Hanefiyye-Mâtürîdiyye olarak da adlandırılan (Beyâzîzâde Ahmed Efendi, s. 56) Mâtürîdiyye’nin kuruluşunu Ebû Hanîfe’ye kadar geriye götürmek mümkündür. Benimsenen yöntem ve temel kelâm görüşlerine ilham veren ana fikirlerin Ebû Hanîfe tarafından ortaya konması bunu teyit eder. İslâm dünyasında oluşan siyasî, fikrî ve itikadî zümreleşmeler sonunda Havâric, Cehmiyye, Mu‘tezile, Cebriyye, Müşebbihe ve Şîa gibi belli…
İman – Küfür
İmanın asıl unsuru kalp ile tasdik etmektir, dilin ifadesi kalpteki imanın anlatılmasına ilişkin bir vasıtadır. Buna göre iman Allah’tan başka ilâh bulunmadığına ve Hz. Muhammed’in O’ndan getirdiği kesin olarak bilinen vahiylere inanıp içtenlikle benimsemektir. Amellerin geçerlilik şartı kılındığından dinde en ileri seviyedeki amel kalbin ameli olarak nitelenen imandır. Dil ve diğer organlar icbar altında bırakılabildiği…
Ahiret Hayatı
Kıyametin kopma zamanı bilinmemekle birlikte yaklaştığını ifade eden alâmetler naslarda mevcuttur (Mâtürîdî, Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân, vr. 239a, 474b-475a, 708a; Beyâzîzâde Ahmed Efendi, s. 67). İnsanın iyilik yapana mükâfat, kötülük işleyene ceza vermek gerektiğini benimseyip bunu dünyada uygulaması âhiret hayatını fikren zorunlu kılar. Zira âhiret âleminin gerçekleşmeyeceğini varsaymak iyilik yapanla kötülük işleyeni sonuç itibariyle eşit hale getirir, bu da…
Peygamberlik
İnsanlar bireysel ve toplumsal düzeyde varlıklarını sürdürebilmek için çeşitli bilgilere muhtaçtır. Kişide bulunan güçlü nefsânî arzular aklının gösterdiği yoldan hareket etmesini engeller ve dirliğin bozulmasına sebep teşkil eder. Nefsânî arzulara uymanın kötülüğünü öğretecek ve toplumun dirliğini sağlayacak bilgileri getirip hayata geçirecek bir kılavuzun varlığı aklen gereklidir. Bu kılavuz, her şeyi bilen yüce yaratıcının elçisi olması…
Kaza ve Kader
İnsan gerçek anlamda fiil işleyen (fâil) bir varlıktır. Kur’an’da insanın dilediğini yapabileceğinin ve eylemlerine karşılık mükâfat veya ceza göreceğinin belirtilmesi bunu kanıtlamaktadır (Fussılet 41/40; ez-Zilzâl 99/7-8). Kur’an’da insan fiillerinin onun yanı sıra Allah’a da nisbet edilmesi kula aidiyetini ortadan kaldırmaz, aksine bunların Allah’la irtibatlı olduğunu gösterir, bu irtibat ise fiillerin Allah tarafından yaratılmasıdır. Şu halde…
Allah’ın İsim ve Sıfatları
Allah’ın zihinde canlandırılamayan zâtı hakkında sadece isim ve sıfatları vasıtasıyla bilgi sahibi olunabilir. Bu sebeple “Allah nedir” sorusuna -O’nun zâtının mahiyetine yönelik olduğundan- sadece “bilendir, görendir, dileyendir” şeklinde cevaplar verilebilir. Benzeri ve bir türe mensubiyeti bulunan yaratıklarda olduğu gibi Allah’a mahiyet atfedilemez. Allah hacimli bir varlık değildir, çünkü hacim yaratılmışların niteliğidir. Allah zâtını algılama yöntemlerine…
Allah’ın Varlığı
Peygamberlerin insanları tevhid inancına çağırmasından da anlaşılacağı üzere Allah’ın varlığı, evren hakkında yapılacak basit bir tefekkür sonunda bilinebilecek bir husustur. Fakat apaçık gerçekler de kişilere farklı zaman ve durumlara bağlı olarak değişik görünümlere bürünebilir. Bundan dolayı Allah’ın varlığı konusu her biri değişik şekillerde ifade edilen hudûs, imkân, fıtrat, gaye-nizam, ahlâkî delil, ontolojik delil gibi değişik…
- 1
- 2